Bodrum'un en güzel koylarından biri olan Bardakçi Koyu, efsanelerin dillendiği konumlardan biridir. Antik Yunan mitlerinde söz edilen en meşhur hikayesi, su perisi Salmakis ve tanrıların oğlu Hermafrodit hakkındadır. Aşk tanrıçası, güzeller güzeli Afrodit, üvey kardeşi Hermes ile birlikte olup hamile kalmış ve bir erkek çocuk doğurmuş. Ona, baba ve annesinin isimlerini bir... Devamı
Bodrum'un en güzel koylarından biri olan Bardakçi Koyu, efsanelerin dillendiği konumlardan biridir. Antik Yunan mitlerinde söz edilen en meşhur hikayesi, su perisi Salmakis ve tanrıların oğlu Hermafrodit hakkındadır.
Aşk tanrıçası, güzeller güzeli Afrodit, üvey kardeşi Hermes ile birlikte olup hamile kalmış ve bir erkek çocuk doğurmuş. Ona, baba ve annesinin isimlerini bir arada taşıyan ''Hermafrodit'' adını altı yaşına gelince çevresini tanımak için yollara düşmüş. Halikarnas'a, bugünkü adı Bardakçi Koyu'na (Salmakis Koyu) ulaşmış. Koy, sanki cennetten bir köşeymiş. Küçük, berrak bir gölcük bu koya bambaşka bir güzellik veriyormuş. Bu şirin koyda, kendi güzelliğine hayran, uzun saçlı, mavi gözlü ''Salmakis'' adında bir su perisi yaşarmış. Günlerden bir gün Hermafrodit, göl kenarındaki çiçeklerin arasından dolşırken, Salmakis ile karşılaşmış. O anda delikanlıya aşık olmuş. Hermafrodit'e yaklaşmış, ellerinden tutmuş, gözlerinden tutmuş, gözleri gözlerinden güzel şeyler söylemiş ona.
Genç delikanlı; utanmış, sesini çıkarmadan hemen oracıktan uzaklaşmış. Serinlemek rahatlamak için bir palmiyenin altına oturmuş. Biraz dinlendikten gölcüğün serin sularında yüzmeye başlamış. Salmakis de gizlendiği sakız ağacının arkasından delikanlının tüm hareketlerini sevgiyle seyretmiş. Bu güzelliğe bir an önce kavuşabilmek için, yerinden fırlamış, suya atlamış, kolları ve bacakları ile delikanlıyı sarıp sarmalamış. Sevginin ve aşkın doruğa ulaştığı iki bedenin birbirlerine sarıldığı bu anda, su perisi Salmakis tanrılara yalvarmış: ''Ey yüce tanırılar! Ne olur bu yakışıklı delikanlıyı benden ayırmayın, hiç bir güç bizi birbirimizden ayırmasın.'' Tanrılar Salmakis'in o büyük aşkını, Hermafrodit'in bedeninde birleştirerek ölümsüzleştirmişler. O gün bugündür Hermafrodit, insan vücudunda erkek ve dişi yanlara sahip bölünmez bir bütün olmuş.
İşte o kadim günlerden beri, kadınla erkeğin, güneşle ayın, geceyle gündüzün, ruhla bedenin tüm zıtlıklarına rağmen bu mükemmel denge durumu; Rebis sözcüğü ile karşılık bulur. Rebis, birlik arayışını zıtlıkların birleşimini, aydınlanmayı ve dengeyi bulma yolunu sembolize eder.